Fransa’da sosyal konut sorununa çözüm bulmak amacıyla bir dizi önemli tedbiri içeren yeni bir reforma bakanlar kuruluna sunuldu. Gelir durumu asgari seviyeyi geçen kiracıların tahliye edilmesini ve belediyelere HLM tahsis etme yetkisinin verilmesini öngören reformla ilgili yasa tasarısı daha sonra parlamentoda görüşülecek.
Gabriel Attal’ın Matignon’a atanmasından birkaç ay sonra, konutu hükümetinin “önceliklerinden” biri haline getiren bir proje olan “Uygun Konut Arzının Geliştirilmesine İlişkin” yasa tasarısı, 3 Mayıs Cuma günü Bakanlar Kurulu’nda sunuldu.
Fransa’da 10 milyon kişinin yaşadığı sosyal konut sektörünün geçirdiği krize ilk yanıtları getirmeyi amaçlayan bu metin, konut alanında kapsamlı bir reformu öngörüyor. Metin, Konut Bakanı Yardımcısı Guillaume Kasbarian tarafından hazırlandı.
HLM’lerde oturanlar ile sol partilerin tepki gösterdiği reformun en önemli maddesi kiracıların gelir durumu ile ilgili oldu. Tatil evinden gelir durumuna kadar kiracıların gelir ve mal varlığı durumuna göre yapılacak yeni hesaplamaya göre, asgari bir seviyeyi geçenler oturdukları HLM’lerden atılacak.
Hazırlanan metin, özellikle belediyeler için sosyal konut kotasının hesaplanmasında orta dereceli konutları dahil etmeyi ve daha yüksek gelire sahip olan kiracılar için kuralları sıkılaştırmayı öngörüyor. Sol Muhalefet ve sosyal konut kiracıları dernekleri tarafından eleştirilen önlemler, “fakirleri hedef alan bir yasa tasarısı” olarak nitelendiriliyor
Le Parisien gazetesine konuşan Konut Bakanı Guillaume Kasbarian, yeni reforme ile kiracıların ekstra kira ödemeleri yapmaları gereken eşikleri düşürmeyi amaçlandığını söyledi. Kasbarian, şu anda haneler, kategorilerine uygun tavanlarla %20’lik bir marjdan faydalanırken, metin bu marjı kaldırmayı ve gelirlerinin tavanları aşması durumunda ek kira uygulamayı öngördüğünü ifade etti..
131.000 haneyi ilgilendiren belirten Kasbarian « eğer tavan iki yıl boyunca %20 aşılırsa, kiralayan otomatik olarak sözleşmeyi iptal edecek. Sözleşmenin iptali için 18 aylık bir ihbar süresi olacak. Kırsal canlandırma bölgelerinde (ZRR) veya bir şehir politikası öncelikli alan olarak sınıflandırılmış bir bölgede yaşayanlar, bu ek kira zammından hala muaf olacaklar. » dedi.
Ayrıca, kiracıların ihtiyaçlarına uygun olan veya onlara özel sektörde konut sağlayacak geliri olan bir mülke sahip olan kiracıların kiralayanları tarafından sözleşmelerinin sonlandırılabileceğini belirtiyor. Hükümet, bu durumdan etkilenecek muhtemel hanelerin sayısına sahip değil. 65 yaşın üzerinde veya engelli olanlar veya bir QPV’de yaşayanlar bunu kapsamayacaklar.
Yeni reform ile ayrıca, SRU yasasına uygun belediye başkanlarına sosyal konutların atanmasında daha fazla tahsis etme yetkisinin verilmesi hedefleniyor. Zira 2023 yılında beklemede olan hane sayısı 2,6 milyona ulaştı. 2023 yılında HLM bekleyenlerin sayısının 2,5 milyona ulaştığının altı çizelen metinde “belediye başkanının ilk atamalarda farklı başvuruları sıralama yetkisine sahip olmasını öngörüyor.” ibaresi yer aldı. Ayrıca belediye başkanının veto hakkı da olacak. Sosyal konut kiracılarının haklarını savunan beş ana dernek (Afoc, CGL, CLCV, CNL, CSF), belediye başkanlarının yetkilerini genişletme önerisini “en kötü sapmaların kapısını açıyor” şeklinde eleştirdi. Dernekler, “seçim yasalarına göre kayırmacılık, politik görüşlere göre kayırmacılık, hatta bazı belediyelerde milliyetçilik tercihi risklerini” içerdiğini ifade etti.
Yasa tasarısının on dört maddesinden ilki, 2000 yılından beri kentsel alanlardaki belediyelere %20 ila %25 arasında sosyal konut kotası zorunluluğu getiren ve SRU olarak bilinen dayanışma ve kentsel yenileme yasasına ayrılmış durumda. Gabriel Attal’ın 30 Ocak’taki genel politika konuşmasında vaat ettiği gibi, hükümet bu kotaların hesaplanmasına orta dereceli konutları da dahil etmeyi amaçlıyor. Bu kural, şu anda üç yıllık aralıklarla belirlenen hedeflerine geride kalan belediyelere para cezası verme yetkisi veriyor. Ancak metin, “eksik” olarak tanımlanan belediyelerin, “üç yıllık kotasını aşağı yukarı çıkarmak için orta dereceli kira konutları inşa ederek” bir dörtte birini gerçekleştirmelerine izin verecek. Bu yeni kural, hedeflerine on puan veya daha az geride olan belediyeleri kapsayacak. 1 Ocak 2022 tarihli verilere göre, SRU yasasına tabi 2,157 belediyeden 1,163’ü yükümlülüklerini yerine getirmediği ortaya çıktı.
Başbakan Gabriel Attal’ın Ocak ayında duyurduğu üzere, hazırlanan yeni metin daha fazla sosyal konut inşasını da hedefliyor. Yasa tasarısı, Ocak ayında bir “tedarik şoku” vaat eden Gabriel Attal’ın duyurularının bir devamı niteliğinde. Özellikle, imar izni ve inşaat ruhsatı başvuruları için itiraz sürelerini üçte ikisine indirmeyi veya müstakil konutların yapılabilirlik kurallarını esneterek mahalle yoğunluğunu artırmayı amaçlıyor. Ticaret bölgelerinin konutlara dönüştürülmesi de metnin hedefleri arasında yer alıyor.
Daha fazla inşa etmek için hükümet, “sosyal konutları, edinmeyi, iyileştirmeyi ve doğrudan yönetmeyi kolaylaştırmak için sosyal konut sahiplerine” daha fazla yetki vermeyi hedefliyor. Hedef, bu kuruluşların ara konut üretim kapasitelerini iki katına çıkarmak. Hükümet ayrıca sosyal konut sahiplerine “yeniden kiralamada kira düzeylerini gözden geçirme” imkanı sağlamayı ama ayrıca “inşaat ortaklığı veya ticari faaliyetlere yatırım yaparak kaynaklarını çeşitlendirmeyi” planlıyor. Son olarak, hükümet, yoğun talep gören bölgelerdeki çalışanlar için sosyal konuta erişimi iyileştirmeyi ve kolaylaştırmayı hedefliyor.